Wednesday, July 2, 2008

Ankaralı Tuncay



Melih Gökçek aslında mükemmel olup da bizim bir türlü mükemmelliğini göremediğimiz insanlardan.. Aynı Tuncay Şanlı gibi :)

Küçükken parklarda oynadığım bir şey vardı (ne denir ki ona, oyuncak denmez herhalde) Böyle demirden bir sürü boru, sıra sıra, onlara asılıp borudan boruya geçmeye uğraşıyosun falan böyle. (Boru, demir, uğraşmak falan çok kötü yerlere gidebilecek bi muhabbet mümkün olduğunca çabuk bitirmek lazım :D )Neyse işte, borudan boruya geçebildiğin ya da en iyi ihtimalle bacaklarını arasından geçirip baş aşşağı sallanabildiğin tahminimce çocuklar düşüp kollarını kırsınlar biz de bunları dövelim diye yapılan şey :D Onla uğraşınca böyle ellerim "boru" kokardı :)) Demir ya da neyse işte, şimdi evde elimi yıkayınca da aynı koku oluyo ellerimde! Melih Gökçek saolsun naptıysa artık, yerine fıskıye koymak için kaldırdığı parkları şehir suyuna katmış olsa gerek hehehe. Çocukluğumuzu hatırlattığı için teşekkür ediyoruz kendisine.

Neyse, bu sabah tuvalete gittim işemeye, bi baktım tuvaletin içi sapsarı. İçimden

-işeyip işeyip böyle bırakıyo götler

dedim (evde de tek başımayım :)))

Sonra sifonu çektim, lan bi baktım renk hala aynı! E yuh yani.. Ama şunu düşündüm hemen, Melih Gökçek gerçekten sabah akşam o suyu içiyosa harbi büyük adam yani! Saygıyla eğilirim şerefsizim :D

Tuncay paralelliğini fazla kuramadım evet ama resim bile yeter zannımca :)

-BLOG STOP

1 comment:

Canselmo said...

Ellaam Ankara sıçar! :D O bahsettiğin oyuncağımsı çocuk parkı hedesiyle ben de çok oynardım. Paso baş aşağı durmaca falan.. Kokuyu hatırlamıyorum ama. Neyse, İ. Melih Gökçek.. :D